Prof. Dr. Hüseyin Bağcı: „Ayrıcalıklı Ortaklığı‘ a Ankara’da müşteri bulamazsınız, yok!“

Kadri Akkaya / Foto: Isabelle M. Beck

Dünya’da son yıllarda her yönden yükselişte olan nadir ülkelerden biri Türkiye. Siyasi ve toplumsal yaşam biçimi olarak yönünü döndüğü Avrupa ile macerası ve rekabeti devam ediyor. Gün yok ki, dünyada Türkiye’nin yada bir kurumunun uluslararası başarısından söz edilmemiş olsun. Orta Doğu Teknik Ünüversitesi’nden Dr. Hakan Gürsu’nun ‚Cans Cap‘ adlı projesiyle dünya‚ Green Dot Awards‘ tasarım ödülü kazandığı günlerde Times Higher Education Dergisi ODTÜ’ni dünya yüksek eğitim kurumlarının en iyilerinden 96. sırada olduğunu duyurdu. Aynı ünüversitenin ünlü öğretim üyesi ve uluslararası siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı dokdorasını yaptığı Almanya’nın eski başkenti Bonn’da üç ünlü kurumun davetlisi olarak „Bölgesel ve global güç kavgaları bağlamında Türkiye’nin güvenlik ve dışişleri siyaseti“ adlı almanca akademik bir sunum verdi ve sorulan soruları cevapladı.

Ev sahibi Almanya’nın Sesi Radyosu’dan Baha Güngör’ün moderasyonunu üslendiği etkinliğin diğer düzenleyicileri şunlardı: Almanya Dış Politika Topluluğu ve Antlantik-Almanya Cemiyeti ile 1953 yılında kurulan Bonn’daki Almanya-Türkiye Cemiyeti. Almanya Türkiye Cemiyeti’nin kuruluşunda Ernst Jaekh yada Konrad Adenauer gibi ünlü isimlerin yanında zamanın Alman milletvekilleri ve Nazi’lerden Türkiye’ye kaçan ve bir süre Türkiye’de yaşamak zorunda kalan ilim adamlarının da büyük payı var.

Üçyüzün üzerinde seçkin ilim insanının ve diplomatlar ile çeşitli kurumların üst yöneticileri yanında emekli yada halen görevde olan Alman generalleriyle kurmay subayların da dinleyici olarak katıldıkları sunumda Prof. Dr. Bağcı Türkiye’nin kendi coğrafi bölgesinde ve dünya çapında artık gittikçe dikkate alınması gereken uluslararası siyaset faktörü olduğunu; Türkiye’nin çevresindeki Kafkas bölgesinde, Balkanlar’da, Orta Doğu’da ve aktuel Suriye’deki gelişmeler ile İran’ın atom konularında geliştirdiği siyasetten somut örneklerle dile getirdi. Türkiye’nin bölgesindeki Arap uluslara ve diğer İslam ülkelerine „örnek değil ama ilham kaynağı“ olduğunu söyledi.

Tartışma ve sorular bölümünde Prof. Bağcı, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal yaşam biçimi konusunda yönünü en az iki yüzyıldır Avrupa’ya döndürdüğünü ve bu yönün değişmez bir şekilde Avrupa Birliği’nin tam üyeliğe kabul etmemesi durumunda da ve muhafazakar hükümetlerce de devam edeceğinin altını çizdi. Diğer soruların yanında çeşitli kurumların üst düzey yöneticilerinin aralıklarla tam dört kez, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne „ayrıcalıklı ortaklık teklifinin“ neden kabul edilmediğini sordular ve aslında bu teklifin Türkiye için ne kadar da iyi olduğu argümanları dile getirdiler. Prof. Bağcı sözde Türkiye’nin yararına olacak bu argümanların neden kabul edilemeyeceğini -sorulardan biri de Almanya eski Ankara elçisi E. Eickhoff’dan geldi-analizlerle tek tek cevapladıktan sonra dördüncü benzer soruya taşı gediğinekoyarak şöyle dedi: „Sizin ‚Zeitgeist‘ dediğiniz zamanın ruhu bu sıralar Türkiye’den yana. Ayrıcalıklı ortaklığa Ankara’da müşteri bulamazsınız, yok!“.

Hinterlasse einen Kommentar