Her yıl kutlanan, yani BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalanmasının 25., Türkiye tarafından onaylanmasının 20. Yılı vesilesiyle Dünya Çocuk Hakları Günü Çocuk Vakfı tarafından 20 Kasım 2014 açıklanan Çocuk Hakları Günü Türkiye Bildirisini bu yıl şair Atakan Yavuz kaleme aldı:
„Sizde büyüdükçe küçülen bir şey var ağabeyler, ablalar. Hızlandıkça azalıyorsunuz, zenginleştikçe yoksullaşıyorsunuz. İşin tuhafı, bunu fark etseniz de sebebini soramayacak kadar meşgul görünüyorsunuz. Binalar yapıyorsunuz, göğün kalbi kırılıyor. O binalarda, ışığın gönlünü almadan geçiyor günleriniz. Sadece devasa yapılara, büyük rakamlara, kariyer dediğiniz mutsuzluğa adanmış ömürlere hayret ediyorsunuz. Bin bir gayretle etrafınıza yığdığınız eşya sizi koruyamayacak kadar kırılgan. Bütün çıkış yollarını bu eşyalarla dolduruyorsunuz. Rüzgâr sizi özlemiyor artık, çünkü onu dinleyebilecek o ortak dili çoktan unuttunuz. Çok dalgınsınız ve çok düşünüyorsunuz. Düşünceleriniz artık gözlerinizi perdeleyecek kadar sarkmış saçınızdan alnınıza. Bu dalgınlık perçemi, büyük ve güzel olan ne varsa perdeliyor. Her yere güvenlik şeritleri, güvenlik görevlileri koyuyorsunuz ama güven duygunuz giderek azalıyor. İlginçtir, kurumlara, uzmanlara hala ziyadesiyle güveniyorsunuz. Çocuklarınızı kurumlara, ruhunuzu uzmanlara teslim ederken en ufak bir şüphe bile duymuyorsunuz. Kurumlarınızda adına kitap dediğiniz küçük küçük kutular var, onlarla giderek hayattan kopuyorsunuz, yaşama sevinciniz de elden gidiyor bu arada. Sürekli sevgiden bahsediyorsunuz ama sevmenin ön şartlarını yerine getirme konusunda hep yan çiziyorsunuz: Göz göze gelmek, dokunmak, vakit ayırmak. Ev dediğiniz o kutulardan ne kendi şarkılarınız, ne de kendi sevgi sözleriniz duyuluyor; başkasının şarkıları, başkasına ait sevgi sözleri kuru, kupkuru klavye tıkırtıları arasında kaybolup gidiyor. Varlıklı olmakla var olmak arasındaki farkı çoktan unuttunuz. Çabaladıkça daha yorgun, daha solgun, daha da iki büklüm oluyorsunuz. Arabalarınız uçan halılardan bile daha hızlı. Kelimeleriniz Saba Melikesi’nin tahtından daha çabuk yer değiştiriyor. Yine de vakit darlığından şikâyet ediyorsunuz. Bunda bir tuhaflık yok mu? Göğe, şimşeğe, atoma hükmediyorsunuz ama kendinize, ruhunuzdaki o küçük, karanlık lekeye hâlâ hükmedebilmiş değilsiniz. Suya ve dağlara hükmediyorsunuz ama dünya hâlâ adaletsiz bir yer. Yoksulluğa, savaşlara, kıyımlara hükmedemiyorsunuz. Arzu ettiğiniz şeyler yeterince şeffaf değil, sahip olduklarınız ise itimat vermiyor size. Tabiatı evlerden, bahçelerden, şehirlerden sürgün ettiniz. Şimdi de geri çağırıyorsunuz. Tabiatı yenerken fikrini sormamıştınız, geri çağırırken de sormuyorsunuz. Birlikte yaşama fikri ise aklınızın ucundan bile geçmedi. Her gün aynı şeyleri, aynı ciddiyetle yapıyorsunuz. Adına meslek dediğiniz bu uğraş mı farklı olana tahammül bırakmıyor sizde. Bütün bunlardan sonra çocukların eğitimi, yetişmesi konusunda planlar yapıyorsunuz: Gelecek planları. Oysa çocuk tek bir zaman kipi kullanır: Şimdi. Bu da yürek kipindedir.“
Atakan Yavuz
1974 doğumlu. Amasyalı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Kunduz Dersleri ve Bakış Talimi adlı iki şiir kitabı var. Haftalık Gerçek Hayat dergisinde düzenli olarak denemeler, muhtelif edebiyat dergilerinde şiir ve şiir üzerine yazıları yayımlanıyor. Hata Günlüğü adlı deneme kitabı yayıma hazırlanıyor. İstanbul’da yaşıyor.